Osteoporozun belirtileri nelerdir? – Sağlık Haberleri
Vücudun tüm kemiklerinde görülebilen osteoporoz öncelikle omurga, kalça ve el bileğini etkiliyor. Kırık oluşmadığı sürece genellikle sessizce ilerler. Kemik kırılganlığının artması nedeniyle omurga, kalça ve el bileğinde kırıklar meydana gelebilir. Genellikle 45 yaş sonrasında ortaya çıkmaya başlayan osteoporoz, kemik yapısındaki kalsiyumun azalmasına bağlı olarak kemik kırılma olasılığının arttığı bir hastalıktır.
Osteoporozun belirtileri nelerdir?
Osteoporozun en sık görülen belirtisi omurgada ve sırtta ağrıdır. Bu ağrıların nedeni zayıflayan kemikteki mikrokırıklarla açıklanmaktadır. Kemiklerde mikroskobik düzeyde çok sayıda kırık vardır. Bu kırıklar vücudun ürettiği yeni kemikle onarılır. Ancak osteoporozda bu metabolik durum yavaşlar. Bu durumda küçük kırıklar büyüyüp büyük kırıklara neden olabilir. Osteoporozun belirtileri arasında bel ve sırt ağrısı, boyda azalma ve kamburluğa yol açabilecek kırıklar yer alır.
Osteoporoz neden kadınlarda daha sık görülüyor?
Türk Osteoporoz Derneği verilerine göre; 50 yaş üzerindeki kişilerde (her üç kadından biri, her 5 erkekten biri) görülebilmektedir. Osteoporoz zayıf, ince ve hassas yapıya sahip kadınlarda daha sık görülür. Kadınların menopoza girmesi osteoporoz için önemli bir risk faktörüdür. Menopoz öncesi kadınlarda osteoporoz nadirdir. Menopozdan sonra sıklıkla osteoporoz ve kemik kırıkları ortaya çıkabilir. Bunun en önemli nedeni menopoza giren kadınların kadınlık hormonlarında azalma yaşamasıdır.
Erkeklerde osteoporoz neden daha nadir görülür?
Bunlar arasında erkeklerin ömrünün kadınlara göre daha kısa olması, erkeklerde iskelet gelişimi sırasında kemik kitlesinin daha yüksek olması, erkeklik hormonu olarak da bilinen “testosteron”un kemikler üzerinde koruyucu etkisi ve menopoz gibi bir durumun yaşanmaması sayılabilir. erkeklerde kemik yıkımını hızlandırır.
Osteoporozun risk faktörleri nelerdir?
İleri yaş, genetik yatkınlık, yetersiz güneşe maruz kalma, yetersiz kalsiyum, fosfor ve D vitamini alımı, kadın cinsiyet, menopoz sonrası dönem, tiroid ve cinsel hormon bozuklukları, adrenal bez hastalıkları, sürekli steroid içeren ilaç kullanımı, sigara – alkol – kahve tüketim, hareketsiz bir yaşam tarzına öncülük etmek.
Nasıl teşhis edilir?
Osteoporoz tanısı DEXA adı verilen yöntemle elde edilen verilere ve kırık olup olmamasına göre konur.
Tedavi nasıl?
Osteoporozun farmakolojik ve farmakolojik olmayan yöntemlerle tedavi edilmesi gerekmektedir. Osteoporoz tanısı alan hastalarda herhangi bir kırık veya kırık yoksa koruyucu tedaviye başlanmalıdır. Koruyucu tedavinin temel prensibi hastanın aktivite ve egzersiz kazanmasını sağlamaktır.
Tempolu yürüyüş ve yüzme, kemiğin mevcut gücünü korumasına yardımcı olabilir. Farmakolojik tedavi hastanın durumuna göre tercih edilir ve hastadan hastaya değişiklik gösterebilir. Önleyici ilaçlar osteoporoz sırasında görülen tahribatı azaltabilir ve dengeleyebilir. Tedavide hastanın yaş grubuna göre bu tür ilaçlar kullanılır. Omurga kırığı gelişen ileri derece osteoporozlu hastalarda bu kırıklara bağlı ağrının azaltılması için bazı ek önlemlerin alınması gerekir.
Düzenli egzersiz programları, korse tedavisi ve kemiğin organik maddelerle doldurulması tedavide uygulanması gereken hususlardır. Osteoporozun oldukça yaygın bir hastalık olduğunu düşünürsek, sizde de kendini gösterebilir ve yaşlılıkta ciddi sorunlara neden olabilir, bu nedenle düzenli kontrollerden geçmeye özen göstermelisiniz.
Osteoporozdan korunmanın yolları nelerdir?
Spor ve güneşlenmenin yanı sıra, kalsiyum ve D vitamini açısından zengin beslenme alışkanlığının küçük yaşlardan itibaren kazanılması önemlidir. Sigara ve alkolden uzak durun, osteoporozu erken tanıyın, osteoporoz gelişen hastalara zamanında uygun tedaviyi sağlayın ve kırıkları önleyin. Kırık gelişen hastaların en az hasarla hayatta kalmasını sağlamak, komplikasyonları önlemek ve yaşam kalitelerini arttırmak gerekir.